Disarida düsman devletlerin entrika ve istilalari... Içerde Mesrutiyet, anayasa ve hürriyet tartismalari... Bir yandan devleti ele geçirip kuvvetlendirme yolunda tasinan niyetler, yapilan gösteriler, atilan sloganlar... Öte yandan devleti yikici, otoriteyi etkisizlestirmege yönelik gayretler, teskilatlar, komiteler... Bunlara karsi Yildiz’dan yönetilen sevimsiz, baskici politikalar, zekice manevralar, alinan jurnaller... Ihanetler, gafletler, maddî ve manevî sikintilar, tükenmislikler... Çatirdayan bir imparatorluk... Saskin kahramanlar, korkak devletliler, ihanete sürüklenen azinliklar, seytanca hirslar...“Yoldaki Adam”da Bekir Büyükarkin, iste böylesine karma-sik bir dönemi toplumun içinden bir bakisla ele alip irdeliyor... Roman kurgusu içinde okuyucu bu kaos dö-nemini bütün dehsetiyle yasiyor. Yazar, kimilerinin kara, kimilerinin ak olarak görmek ve göstermek istedikleri bir devrin (1876-1909) âdeta röntgenini çekiyor ki, bunlarin tamami indî hükümlere degil, tarihî gerçeklere dayandirilarak ortaya konulmustur.