Osmanli düsünce tarihinde siyasi eserler veren mutasavviflarin, devlet sisteminin metafizik temellerine dair tasavvuf zaviyesinden yaptiklari yorumlar ve bu baglamda yazilan eserler hakkinda çalismalar yok denecek kadar azdir.
Bu arastirmanin amaci, Osmanli devlet gelenegi ve siyaset anlayisinda kurucu gücün ve mesruiyet saglayici argümanlarin bir yönüyle tasavvuf gelenegi üzerinden devsirildigini ortaya koymaktir. Eserde Osmanli siyasi düsüncesi ile vahdet-i vücûd arasindaki iliski incelenmekte ve Ibnü’l-Arabî’den Bursevî’ye gelen vahdet-i vücûd çizgisi siyaset ölçeginde sorgulanmaktadir.
Özellikle 17. ve 18. yüzyillardaki Osmanli devlet nizaminin sûfîler açisindan nasil yorumlandigi eserin ana sorusudur. Bununla birlikte tasavvufi siyaset yaklasimlarinin ve temel konseptlerinin
izi sürülmüs; siyaset, insan-i kâmil, imamet, hilâfet, kutbiyyet, saltanat, mülk, adalet, salâh ve fesad gibi kavramlarin tasavvufi anlam dünyasindaki konumlari aranmistir.