James Joyce'un sözü, aslinda birçok yazarin edebiyat etkinligini, o belli belirsiz türe dahil ediyor: "Kingstown Iskelesi, dedi Stephen, yalnizca hayal kirikligina ugramis bir köprü..."Bu kitap, hayal kirikligina ugramis bu köprülerle epey içli disli olmus bir yazarin çalismasi. Sulara dogru uzanmis bir tahta iskeleyi, karsi kiyiya dogru uzanirken önü kesilmis olarak hayal etmek, iskeleye bir "hayal" izafe etmek, sonra da onun kirildigini ima etmek... Yazarlarin çogunun, bilerek veya bilmeyerek burnunu soktugu bir alan bu. Umudu umutsuzca vurgulamak, umudu umarsizca ve siirsel bir israrla vurgulamak, bu yazarlarin en önemli özellikleri aslinda. Ismine en çok "modern" denilen hayat tarzinin, ayni zamanda büyük karakter sahibi de olan büyük yazarlarda biraktigi izler, yaralar, gerçekten merak etmeye deger. Çünkü içinde yasadigimiz zamani ve hayati daha derinden kavrayabilmemiz için, daha "yeni" kavrayabilmemiz için, onlarin hayal kirikliklarina egilmek zorundayiz.Selahattin Yusuf'un, hayal kirikligina ugramis iskelelere dogru yillar boyunca yaptigi uzun yolculuklar, sevdigi yazarlarin bazilariyla kurdugu yakinliklar, bu kitabi ortaya çikardi.Umariz, hayati ve edebiyati daha iyi anlamada okurlara bir katkisi olur.