Her medeniyetin tarihsel bir serüveni ve yapi tarzindan ve insasinda kullanilan unsurlardan meydana gelen görünür bir bedeni vardir. Bir medeniyetin bu yönlerini incelemek kolaydir. Aslolan bir medeniyetin ruhunu, egilimlerini, düsüncelerini, inançlarini, içsel çeliskilerini ve gizli ukdelerini incelemek; çesitli içyapilari ve gizli köseleri hakkinda arastirma yapmak ve özellikle degerlerini ortaya koymaktir. Her medeniyet bir insan gibidir. Onun yasam olaylarinin biyografi ve fizyolojisini, ailevi ve sosyal çevresini, ekonomik durumunu ve hayat tarzini incelemek zor degildir. Fakat acaba bu konulari incelemek suretiyle onu dosdogru tanidigimizdan emin olabilir miyiz? Asla! Onun inançlari, bilgileri, malumati, ruhî, ahlakî ve duygusal özellikleri; bireysel gerçekligini ve müstakil ve mümtaz sahsiyetini meydana getiren hayalleri, duyarliliklari, arzulari, zevk ve duygularini incelemek ayri bir istir. Onun hayati, geçmisi, çevresi, mirasi ve kültürü hakkindaki bilgileri etraflica hazirladiktan sonra ruhsal tahliline, karakterlerinin, özelliklerinin bilimsel izahina, ukdelerini açmaya, ruh ve düsüncesinin gizli köselerini bulmaya yönelmek gerekir.