Yazın sonu yaklaşmakta, ancak plajdaki kafe hâlâ hareketli. JP masalara servis yapıyor, Inês ise barın arkasında kahve hazırlıyor, jambon dilimliyor, tost yapıyor. Pek iyi arkadaş sayılmazlar. JP şakacı ve neşeli bir tavır sergilerken, Inês hayata biraz daha ciddi yaklaşıyor.
Sisli bir sabah, beklenmedik bir olay onları yakınlaştırıyor. Ancak Inês, başkasının dramına kendini kaptırdıkça, kendi hayatından uzaklaşmaya başlıyor.
“Bazen kendim değilmişim gibi hissediyorum.”
“Nasıl yani?”
Yazın sonu yaklaşmakta, ancak plajdaki kafe hâlâ hareketli. JP masalara servis yapıyor, Inês ise barın arkasında kahve hazırlıyor, jambon dilimliyor, tost yapıyor. Pek iyi arkadaş sayılmazlar. JP şakacı ve neşeli bir tavır sergilerken, Inês hayata biraz daha ciddi yaklaşıyor.
Sisli bir sabah, beklenmedik bir olay onları yakınlaştırıyor. Ancak Inês, başkasının dramına kendini kaptırdıkça, kendi hayatından uzaklaşmaya başlıyor.
“Bazen kendim değilmişim gibi hissediyorum.”
“Nasıl yani?”
“Sanki başka biriymişim gibi geliyor. Ya da başka biri olmaya çalışıyormuşum gibi.”
“Desvio (Sapma)”nun ardından Ana Pessoa ve Bernardo P. Carvalho, uzun, kıvrımlı diyaloglarla ve kusursuz illüstrasyonlarla kimlik meselesine dair bir başka dikkat çekici grafik romanla geri dönüyor.
15 yaş ve üzeri okuyucular için önerilir.