Anadolu’da tasavvufî düşüncenin sistemleşip
tarikatlaşmaya başlaması, Maveraünnehir ve
Horasan bölgelerinden gelen şeyh ve dervişler
vasıtasıyla olmuştur. Anadolu coğrafyasının
manevi ikliminin şekillenmesinde önemli rolü
olan Zeyniyye tarikatının da Anadolu’ya gelişi
Zeynüddin Hâfî’nin halifesi Abdüllatîf Kudsî
vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Osmanlı dönemi âlim ve
sûfîlerinden Abdüllatîf Kudsî ve halifeleri Zeyniyye
tarikatının Anadolu’da şöhret bularak özellikle
Bursa ve İstanbul’da kısa sürede yayılmasını
sağlamıştır.
Abdüllatîf Kudsî Anadolu’da yaygınlaşmaya
başlayan batıl mezhep ve tarikatlara karşı fikrî bir
mücadele vererek Ehl-i sünnet’in belirlediği sınırları
titizlikle korumaya çalışmıştır. Bu risalesi de bu
çerçevede tasavvuf yoluna girmek isteyenlerin
bilmesi gereken akâid esaslarını, şeyh-mürid
ilişkisine dair âdâb ve erkânı anlatır. Klasik kelam
konuları ile tasavvuf ve tarikat meselelerinin bir
arada yer alması açısından dikkate değer bir
eserdir.
Kudsî’ye göre sûfîlerin yoluna girmek isteyenler
onların akidelerini, edeplerini bilmeli,
sohbetlerindeki tabirleri ve eserlerindeki ıstılahları
anlamalı, sözlerinde ve fiillerinde onları örnek
almalıdır. Böylece işin ehli olmadığı halde öyleymiş
gibi davrananlardan kendisini koruyabileceği
gibi hakikat ehlinin hâllerini de bilme imkanı elde
edecektir.