Kleopatra size tapıyor,
Onu küçük görün, ona vurun,
Ve ona en kötü ne varsa onu yapın,
O size aittir. Onu böyle sevin.
Kleopatra’yı görmek, sevmek ve ölmek!
Böyle bir şey bir erkek için en büyük servete, en büyük mutluluklara değerdi.
İşte bu yüzden, birçoğu onun değerli ve bir o kadar da tehlikeli olan geçici heveslerine kendini kaptırıyordu. Acaba onun sırrını ortaya çıkarmayı mı, onunla yeni şehvetler yaşamayı mı ya da aslında onun gözdesi olmayı mı istiyorlardı? Belki de onun, kendilerini yaşadıkları hayattan kurtarmasını istiyorlardı?
Ne yazık! En azından şimdiye kadar, hiçbiri böyle bir gün yaşamadı. Evet, sadece Eros dışında…
Gösterişli, davetkâr ve kibirli gibi görünse de âşıklarını hayranlarından seçen güzel Kleopatra’nın, günün birinde kölelerinden birinin oğluna, Eros’a âşık olması ne kadar tuhaftı.
Teninde hiçbir kusur olmadığı aşikârdır. Kleopatra çok gençti şiire, aşka ve şehvete düşkündü. Kleopatra, arkadaşlarına ve kibar fahişelere akşam yemeği verdiği bir akşam…