Sonralari kadinlara nasil âsik olduysam, futbola da öyle âsik oldum: Ansizin, açiklanamaz bir sekilde, üzerine kafa yormadan, getirecegi aci ve kafa karisikligini bir nebze bile düsünmeden.
11 yasinda bir çocugun ayri yasadigi babasiyla iletisim kurma yollarindan biri olarak gittigi bir futbol maçi nelere kadir olabilir? Bir futbol oyunu bir insanin hayatini ne kadar belirleyebilir? Kendisini entelektüel olarak tanimlayan bir insan bir oyuna yakasini ne kadar kaptirabilir? Alt tarafi bir oyun olan futbolla ask iliskisine girmek ne derece mantikli olabilir? Futbol tutkusu bir insanin diger tutkularini ne kadar etkileyebilir?.. "Futbolda dolu dolu bir hayat var"la, "hayat futboldan ibarettir" arasinda gidip gelen bir roman Futbol Atesi. Ve bu sorulari soranlara baska bir hayat anlatiyor...
Bu kitap bir ilk. Hem Nick Hornby için, hem de futbol yazini için. Tamam, futbol üzerine bu kitaptan önce de, sonra da birçok sey yazildi, birçok sey söylendi. Ama futbol sevgisi hiç bu kadar güzel anlatilmadi.
Edebiyatseverler için bu bir roman olabilir. Hornby’severler için de koleksiyonun kiymetli bir parçasi. Oysa futbolseverler bu kitaba bakinca baska bir sey görüyor. Çünkü gerçekten futbol bir dinse, bu da onun kitabi olmali.