Bakır: Küllerin arasında parıldayarak doğan, güneydoğu’nun doğusunu, batısına taşıyan yolların yorgun efendisi, başından geçenleri size tüm samimiyetiyle anlatacak.
Deliliğin Bittiği Yer: Ömer, Ege Denizi’ni toprağıyla harmanlayıp kokusunu rüzgâra asan, aklını kendine saklayıp deliliğini köy meydanında ortaya çıkaran bir deli oğlan.
Kent Âşıkları: Canan ve Uğur tabulardan sıyrılarak kendilerine yeni bir yol açarken aşkın kural tanımadığını, form almadığını ve dahası her şeyden üstün geldiğini gözler önüne serecekler.
Düşteki Gelecek: İç Anadolu’nun bozkırlarında yaşayan küçük bir beden, bize büyük bir öyküye anlatır. Gölgesine sığındığı bir ağaç Ali’yi düşler yolculuğuna çıkarırken Ali de bize düşünü açarak insan hayatının düşler sayesinde değişebileceğini gösterecek.
Hayalet Tepesi: Güneşin evi nerede diye merak ediyorsanız doğuya bakın. Varlığıyla da yokluğuyla da size orada konakladığını ispatlar. O coğrafyanın aşkları da tıpkı güneş gibidir. Varlığında kavurur yokluğunda dondurur. Peki, Kerem ve Ahu arasında başlayan aşkın ömrü ömürleri kadar mı?
Tepedeki Eski Ev: Marmara’nın mavi sularına sınır çizip, rengini üstüne çeken bir kenttedir Tepedeki Eski Ev. Sahipsiz bilinen evin ardına takılarak iz süren Mehmet, başkanın gözüne girip itibar kazanma derdinde olan bir adam. Aldığı emirle göreve başlarken yürüdüğü yol onu, çıkarlarının ötesine taşıyacak.