“Müstakil ve anlamsız duvarın önüne birikmiş kalabalığın
içindeki komiser, yanındaki memurlara ‘Dağıtın şu kalabalığı,’
dedi, bir kan havuzunun içinde yatan cesedin çevresinde üç-dört
defa ağır ağır yürüdü, sonra eğilip ceplerini aradı; ne kimlik, ne
para vardı; hiçbir şey bulamayınca kalktı, gözleriyle yerleri
tararken duvarın arka tarafına geçti.”
Çok Şeker Armud, Christie’den ve Simenon’dan ilhamla yazılan,
ama yaşadığımız memleketin tüm dertleriyle, ilginçlikleriyle
karılan hikâyelerden müteşekkil; bunlar "cinai hiciv"
denebilecek yeni bir türün örnekleri.
Komiser Muzaffer Entürk ne zaman bir katilin peşine düşse ve
soruşturmada duvara toslasa, imdadına yakın arkadaşı Aktar
Riyazî Efendi yetişiyor. İkisi kafa kafaya veriyor, İstanbul’da
işlenen tuhaf cinayetleri aktar dükkânının arka odasındaki
kütüphaneye dalarak çözmeye çalışıyor. Karmakarışık bir
Osmanlıca labirentinde dolanarak, ebced hesabı yaparak,
ansiklopedi ve sözlük karıştırılarak cinayet mi çözülür, çözülüyor
işte.
Roni Margulies’in, 2023’te hayatını kaybetmesinin ardından bir
araya getirilen bu hikâyeleri, Türkçenin tüm inceliklerine hâkim
bir edebiyatçının okurlarına bıraktığı bir armağan adeta.