Anılarımdaki Türkiye

Herkesin hayati elbette farklidir ve kendince bir deger tasir. Bazi hayatlar bir ülkenin kaderini belirler, bazilarinda ise bir ülke kendini bulur. Sairin, “Alinlar görmüsüm ki vatanimin cografyasidir” dedigi gibi “Her çizgisi tarihten bir yapragi anlatir.”
‘Tarihi Sevdiren Adam’ olarak bilinen Yavuz Bahadiroglu’nun hayatinda sadece kisisel bir hayat hikâyesini degil; dag dag, ova ova, nehir nehir, vatanin bütün bir cografyasini buluruz; her bir hikâyesinde tarihten bir yapraga dokunuruz.
Yavuz Bahadiroglu, her ne kadar, “Ne diyor Akif, Safahat isimli eseri hakkinda? ‘Üç buçuk nazma gömülmüs koca bir ömr-i heder!’ Benimki de bu hesap iste” dese de Dogu Karadeniz’in sirin bir köyünde baslayan bu hayat, içine pek çok eser, hatira, mücadele sigdirmayi basarmis.
Hem sira disi bir hayatin bilinmeyenlerine hem de Türkiye’nin bilindik konularina dair çarpici, sürükleyici ve merak uyandirici bir serüven…