Açlık, bir insana neler yaptırabilir? Yaşama yayılan ve dinmeyen bir açlık hissi, insanın yalnızca midesinin mi bomboş kalışıdır? Bedenin sistemleri iflasla birlikte isyan ederken akıl da onlara mı katılır? Mide, sonsuz boşluğa mahkûmken ve kalkıp gidemezken, baştan uçup giden akıl mıdır?
Önce midesi, sonra zihni bomboş kalır açlık mahkûmunun. Duyguları tutunacak bir yer bulamaz bedeninde ve sürüklenir, gittikçe erir, havada süzülür. Açlıkla arınmış bedende artık hiçbir değer tutunamaz olur; onur, gurur, merhamet ve vicdan, hepsi birer birer benlik bağlarından kurtulur.
Açlık; Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Knut Hamsun’ın, temelde otobiyografik özellikler taşıyan eseridir. Bu psikolojik roman, açlığı ve bir insanın sefalet derinliklerine en fazla ne kadar düşebileceğini gözler önüne sermektedir.
Açlık hissi, bir boşluk ve yokluk; hiç bu kadar iyi tarif edilmemiştir! Zira böylesine güçlü bir his ancak onu deneyimleyen, acı da olsa tecrübe eden bir yazar tarafından kaleme alınabilir. Okuduğunuz her satırın gerçeklik payı olmasındaki ürperti ve hüzün, iliklerinize kadar işleyecektir!..
Açlık, açlıktan ölmek üzere olan genç bir yazarın acıklı hikâyesidir!..
İnsan açken duyguları ne tuhaf şeylere yapışıp kalıyordu! Notaların beni sürüklediğini, onların içinde eridiğimi hissettim; havada süzülmeye başladım ve üzerinden aktığım şeyi çok net görebiliyordum, dağların üzerinde, parlak bölgelerde salınarak dans ediyordum…